Google, Chrome'daki Üçüncü Taraf Çerezleri Kaldırma Planını Rafa Kaldırdı!
- 43
Google, 2020 yılında kullanıcı gizliliğini artırmak amacıyla başlattığı Privacy Sandbox girişimini sonlandırmıştı. Bu girişim kapsamında, Chrome tarayıcısında üçüncü taraf çerezlerini aşamalı olarak kaldırmayı ve yerlerine daha gizlilik odaklı reklam teknolojileri getirmeyi planlıyordu. Ancak, bu planlar hem gizlilik savunucuları hem de düzenleyici kurumlar tarafından yoğun eleştirilere maruz kaldı.
Privacy Sandbox, kullanıcıların ilgi alanlarına dayalı reklamlar sunmayı hedefleyen FLoC (Federated Learning of Cohorts) ve Topics API gibi teknolojileri içeriyordu. Ancak, bu teknolojiler kullanıcıların çevrimiçi etkinliklerini izlemeye devam ettiği ve Google'ın reklam pazarındaki hakimiyetini artırabileceği endişeleriyle karşılandı. Özellikle Elektronik Sınır Vakfı (EFF), Privacy Sandbox'ın kullanıcıları izlemeye devam ettiğini belirterek kullanıcıları bu programdan çıkmaya çağırdı.
Ayrıca, ABD'de bir yargıç, Google'ın reklam teknolojisi endüstrisinde kasıtlı olarak rekabete aykırı eylemlerde bulunduğunu tespit etti. Birleşik Krallık'ta ise Rekabet ve Piyasalar Kurumu (CMA), Privacy Sandbox'ın Google'a haksız bir avantaj sağlayabileceği endişesiyle projeyi incelemeye aldı .
Bu eleştiriler ve düzenleyici baskılar sonucunda, Google geçen yıl kullanıcıların çerezsiz bir Chrome'a geçip geçmemeyi seçebileceği bir model üzerinde çalıştığını duyurdu. Ancak, en son açıklamasında, bu planı da rafa kaldırarak Chrome'da mevcut üçüncü taraf çerez seçeneklerini koruyacağını ve yeni bir çerez istemi sunmayacağını belirtti . Salı günü yapılan açıklamada, Google Gizlilik Koruma Alanı Başkan Yardımcısı Anthony Chavez, şirketin “Chrome'da kullanıcılara üçüncü taraf çerezleriyle ilgili mevcut seçenekleri sunmaya devam etme” kararı aldığını açıkladı.
Bu gelişmeler, Google'ın dijital reklamcılık üzerindeki kontrolünü artırma girişimlerinin, gizlilik ve rekabet endişeleri nedeniyle başarısız olduğunu gösteriyor. Privacy Sandbox'ın sona ermesi, açık ve birlikte çalışabilir iletişim standartlarının korunması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.